Turizm patlamasi veya milli kültürümüzün yok oluşu

Osman Onuktav

Administrator
Yönetici
TURİZM PATLAMASI VEYA MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZÜN YOK OLUŞU

Her yıl yaz mevsiminden evvel başta kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, turizm işletmeleri ve benzeri müesseseler görsel medya, basın yardımıyla hummalı bir çalışma içerisinde girerler. Açılacak tesislerden, turist akımından turizm patlamasından bahsedilir… Rakamlar konuşmalar yapılır; kazanılacak eurolar, dolarlar dan bahsedilir..

Yaz bitince , sonbahara doğru genel değerlendirilmeye gidilir, gelen turist sayısı bırakılan döviz hesaplanarak istatistikler hazırlanır. Gelecek sezon için vaadlerde bulunulur ve tekrar hazırlıklar başlar..


Şimdiye kadar yıllarca bu hep böyle oldu. İşin maddi cephesiyle ilgilendiler.. Hiç bir resmi kuruluş, hiç bir yetkili kalkıp demedi ki memleketimize gelen ecnebilerin ne getirdikleri, bizden milli kültür adına neleri götürdükleri konusunda beyanatta bulunmadılar.. Zaten bu açıklamaları beklemek abes olurdu ama, işin bu tarafı düşünülmedi. Yıllarca hep aynı nakaratlar, tekerlemeler ‘’turizm patlaması’’ ve ‘’ döviz’’ ikisinden başka şey konuşulmadı…


Biz Türk milleti toplum olarak misafirperver bir milletiz. Ancak bizim misafirimiz bize benzer, biz gibidir.. En azından misafirimiz geldiğinde evimizin, ocağımızın düzenine uyar altını üstüne getirmez. Oysa bu gelenler , Truva atıyla gelenlerden farksızdırlar. Yalnız bir fark ki gizlenerek hile ile değil; resmi teşekküllerin teşvik ve rızalarıyla açıktan geliyorlar…

‘’Turizm patlaması’’ adıyla milli kültürümüzü bombardıman ediyorlar…

Vatanımıza göz diken bu ecnebileri denize döktüğümüz yerler , şimdi onların torunlarına hizmet ; eğlence yeri ‘’Altında binlerce kefensiz’’ in yattığı toprakların, mekanların üstünde şimdi onbilerce anadan üryan insancıklar tepiniyor!! ‘’döviz’’ uğruna Türk milleti Avrupalıya hizmetkarlık yapmaya gönderilirken ; hizmetini gördüğü efendiler (!) Türk’ün vatanında kendi ülkesinde yapmadığı, yapamadığı her rezilliği yapıyor… Medya ve basın bunları evlerimizin içeri,sine kadar sokarak milletimize bunları göstererek, ve biz , zevkten dört köşe oluyor; bize öğretilen turist.. döviz… refah tekerlemelerini çocukların bayram düdüğü gibi ağzımızdan eksik etmiyoruz…


Bin yıllık aradan sonra Haclı zihniyeti taktik değiştirmiş; medeniyet , moda gibi isimlerle ve birde turizm kisvesi altında işte böyle memleketimize girmeyi başarmışlardır...Hemde gözlerimiz açık etkili ve yetkili makamların rızalarıyla… ‘’Turist gelsin, para bıraksın da ne yaparsa yapsın’’ düşüncesi bizi biz yapan değerlerin tahribatından başka bir şeye yaramıyor…İren’leri, Josef’leri, Robert’leri, mariya’ları, Coni’leri memnun edebilmek için isimler değiştiriliyor…Aspendos, Psidas, Efes, Halikarnasos ve daha niceleri…Unutulmamalıdır ki , önce isimler kaydedilir…

Bu Vatanın asıl sahibi, Anadolu insanı tarlasında kazmayla, karasapanla çalışırken, ot yerken, tezek toplarken, Kars’ta, Ağrı’da,Van’da Erzurum’da ve Anadolunun bütün illerinde senenin yarısı yolu kapalı dururken Egenin bilmem neresindeki tepenin başına turist için asfalt yol yapmak neyin nesidir? Sayıları yüzbinlerle ifade edilen Türk evladı genç aç açık sefalet içinde okumaya çalışırken , milletin parasıyla binlerce yatak kapasiteli turistik tesisler açmak, milletle alay etmek, hiçe saymaktır..Muhtelif adlarla yapılan ve her geçen gün bir yenisi eklenen turizm festivalleri ise milli kültürümüzle hiçbir alakası olamayan;Ü bilakis imhasını hızlandıran faaliyetlerdir..

Avrupalının üç-beş meteliği için nelerimiz peşkeş çekilmiyor ki? Ecnebilerle çoluk-çocuk bir arada pansiyonculuk uygulamasından tutun da Hitit, Lidya,Frigya kavimlerinin hortlatılması kadar. Tarihi değerlerimiz, milli folklorümüz, hatta mabetlerimiz… Pak alınların secdeye vardıkları yerlerde kirli ayaklar geziniyor. Özür’ü sucundan büyük olan büyüklerimiz(Siyasetçiler) bütün bunlara bir meşruiyet kılıfı uydurmak gafletinde…

‘’Çıplak denize girmek isteyenler ülkemize gelmesin’’diyenler dilini mi yuttular? Paranın yüzü bu kadar Sıçak olamaz…Zaten milletçe pratik bir meteryalizmin içinde yüzüyoruz, boğulmamız içten bile değil ‘’Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine, güzel kadınlarına’’ kanmadık ama, Hıristiyanın, ecnebinin her şeyine inandık, kandık. Ne verdilerse aldık, baş tacı ettik. Getirdiklerine dört elle sarılarak sizdeniz dedik. Kabul etmediler… Bu defa kraldan daha çok kralcı kesilerek her türlü maskaralığa girip, palyaço olduk. Bizi milli kültürümüzden maneviyatımızdan yana soyup soğana çevirirlerken sevincimizden horun teptik, bar tuttuk, zeybek oynadık… Gerçekte milli külütürümüzün bombardıman edilişine , turizm patlaması adını verdik. Gelecek Türk Gençlerini ve ülkemizi ecnebilerin oyuncağı yaptık…

Osman Onuktav
 
Üst