kafkasi

ANLAYAMADI! Ne çileler çekip başardık zoru Eller anladı da, o anlamadı Davasıyla yanan ateşi koru Küller anladı da, o anlamadı Ayrılık gütmeden kaldık bütünce Ocakta sobalar yanıp tütünce Haykırdık ülküyü Fars’ça Latince Diller anladı da o anlamadı Umutlar ekerek yarına baktık Uğruna can...

UYAN! Neler gördük bu alemde Zihnimize yazdık her gün Günlerimiz hep elemde Gece gündüz azdık her gün Geçen güne, biçsek bedel Uymaz ayak tutmaz ki el Her gönüle attık temel Yıkmak için kazdık her gün Herkes almış birer şekil Kimi fare kimi tam fil Dost dostuna olmaz vekil Sitem edip...

ARLANMAZ! Yaşar iken bu alemi Ahireti boşta kaldı Tatmamış hiç dert elemi Teni kokan leşte kaldı Geçen güne, biçse bedel Uymaz ayak tutmaz bir el Yüreğinde bitmez emel Umutları düşte kaldı Emsali yok, şahız tekil Her sevdaya yapmış şekil Başı boşa olmuş vekil Verdiği söz dışta kaldı...

Düz değil Yıldız ilahi ışık, ay gecenin Hak nuru Güneş doğudan doğar, batısı gündüz değil! Gölge eden dağların sırtındadır kamburu Yarını olmayanın yolları dümdüz değil! Kimlik İslâm dinidir, ruhu şeytan elinde Sözde imandır aşkı, kalbi cambaz telinde İp üstünde oynatır elin kolu belinde...

K/ANAR İÇİNDE! Yaşanmış bu sevda, ‘’hevesti’’ demek! Kırdığım bu kalbi, onar içinde Ne olacak şimdi, verilen emek? Bedduam buz tutar, donar içinde Yıllarca gönlümde çekmişim dram Kerem’ce kül olup , Mecnun’ca bir gam Ferhat’ça dağ delip haykıran adam Yankı yapar sesi, döner içinde Bırak...

SORMAK İSTERSEN Sezgilerim sarhoş deli akarım Engeller ör hele, örmek istersen Duygular çok yoğun çağlar yıkarım Gönlümü gör hele görmek istersen Aşkta söz varsa? Verip durmuşum Sevda defterine mühür vurmuşum Kendimce küçücük mekân kurmuşum İçine gir hele, girmek istersen Her dağın...

‘’BOZULMUŞ’’- 2 Tevazu yok isyan çok, sırtı pekte karnı tok Ciğeri kuruş etmez der ki ‘’pullar bozulmuş’’ Giymiş zırhtan elbise atsak işlemez bir ok Keyif keder yerinde der ki ‘’kullar bozulmuş’’ Yalan dolan baş tacı, oynanan oyun büyük Dev gibi cüssesi var heybe dolu riya yük Taşırken...

ÇAMURA SORDUM SENİ Saklambaç oynar gibi köşe bucak gizlendin Canlı cansız gördüğüm figüre sordum seni Tarih kokusu gibi buram buram özlendin Yedi iklim ayakta kültüre sordum seni Günün ilk ışığına, kapkaranlık geceye Şifrelenmiş ismini çözerken bilmeceye Dilimdeki sesleri döktüm tek tek heceye...

Firar ettir uykunu Yüreğimde yaktığın ateşlere vurgunum. Çoktan çaldın kalbimi bana haber vermeden Berrak akan su gibi bak nasılda durgunum Sensiz geçen yılları yüze vurup yermeden Firar ettir uykunu, bana yolla gözlerin Kapkaranlık geceme, ışık yaysın durmadan Gün yavaş yavaş...

YARINLAR İÇİN Yollasak bunu da geldiği yere Umudun bağını yıktığı yeter! Anlaşıp yolunu bulsak bir kere Dinlemez kafaya taktığı yeter! Ateşi sönünce biri körükler Bilinmez meçhule bizi sürükler Kırk ağızdan üfler öter düdükler Vidalı sesinin çıktığı yeter! Mum değil ki sönsün bir üfürükle...

SORGU (Kafkasi) Arif Baran (Arifce) Kardeşin kardeşe kazık attığı Bu düzene karşı durmamız gerek Çakalın aslana azık attığı Bozkurtça planlar kurmamız gerek ..............................Kafkasi Hatır gönül kalktı tozlanır rafta Kime selam versen dimağı gafta Camilerde kimse kalmadı safta Bu...

SİGARAM Ver gardaş bir sigara sönmeden şu ateşim Çeksem derinden nefes ciğerim duman dolsun Üflerken dertli dertli sorana derim keşim Yıkıldığım köşede gelsin yar beni bulsun Bitmesin hiç içimi ardı sıra yakmasam Taşı bitmiş çakmağı tekrar tekrar çakmasam Kaldırıp da kafamı sağa sola bakmasam...

DİL'İM Doğru söyleyeni tutar döverler Başıma çok bela açtı bu dilim ‘’Yalandan kim ölmüş’’ deyip överler Yüzlerine küfrü saçtı bu dilim Kokmuş ruhlarıyla benzerler çöpe Adam saymak için bakarlar tipe Dürüstlük yayanı asarlar ipe Celladın önünden kaçtı bu dilim Hümanist olmaktır yegane...

Sarmal Muhabbet Arif Baran (ARİFCE) Osman ONUKTAV (Kafkasi) Cümlemi kurarken tek tek elerim Manalı sözleri zihne kazarım Kalemi kâğıdı sallar belerim Her dosta nağmeli şiir yazarım ………………….. Arifce Yazdığım sözlere sakın ağlama Can diye sevmezse gönül bağlama Baktığın herkese güven sağlama...

PLATONİK Garip bir aşık gibi peşinde gezdim durdum Misk-i amber ten kokun burnumda tüter gülüm Görmesen, duymasan da, kendimi bağa vurdum Dalına gelip konan bülbülüm öter gülüm Öyle kolay değilmiş! Her duygunun dizimi Arada imge kurup desen desen çizimi Koşar iken ardından kırdım iki dizimi...

GÜLZADE’M-(3) Düştük sevda nehrine kıvrım kıvrım akarız Örsek önüne bir bent aşkla dolsak Gülzade’m Duygular burgaçlaşıp engelleri yıkarız Çevirsek yönünü de kalbe salsak Gülzade’m Çeksek sevgi tespihi koparmadan urganı Acı tatlı günlere örtüp dursak yorganı Masumca da yaşasak doya...

VERYANSIN Gam tasa ne varsa sırtıma vurdum Sitemin eksilmez bin dert katana Huzurlu günlere hayaller kurdum Bazen de küfrettim çelme atana Parlayan yıldızım ansızın kaydı Karanlık gecemin yoldaşı aydı Bastı karabasan uykumu baydı İmrendim alemde rahat yatana Tutuşur bedenim yüreğim...

G/ÖREN YOK! Etrafı hain sarmış, dönem ihanet devri Namertler çağı sanki, mert olanı gören yok! Kimisi d/erman arar, avuntular hep fevri Çırpınışlar boşuna, geleceği ören yok! Bahadır yiğitleri birer birer kırdılar ‘’Vatan sağ olsun’’ diye, topyekün haykırdılar Köz düşmemiş yürekler, yalandan...

HANCI Menfaati için her şeye biner Terkisinde taşır bin bir yalancı! Dümeni çevirir limanda iner Köşeyi dönünce olur yabancı! Bu kutsal vatanı mirası sayar ‘’Milli irade’’ der, çeker bir ayar Yandaşa yedirir sırtını dayar Niyet halis değil, amel talancı! Şizofren hayatla, toplumu üzer...

BÜYÜ Gülün büyüsüne kapılmış bülbül Şakıyıp ötmesi efsundan olur Her ota her boka, konarsa gönül Gözünün önünde Füsundan olur Kerem’in elinden düşmemiş sazı Savrulmuş diyara görmemiş yazı Yakıp da kül etmiş, Aslının nazı Çekilen cefalar meftundan olur Yaratmış yaradan tatlı belayı Ahu...