Dildaş
Önsöz Herkesin her şeyi bitirdiği saatlerde başlar aslında hayat. Ipıssızdır sokaklar ve yalnız.Herkesin uyumaya hazırlandığı anlarda kaçar o hayatı bambaşka görenlerin uykusu, o anlarda bir sigara daha yakar ve selam verir üzerinden kayıp giden ışıl ışıl ama yalnız bir geceye.“Şair”derler ismine, gülümser acı acı.
Çünkü şair geceyi gün bilir kendine.Üstelik ıpıssızdır sokaklar ve yalnız.Köpek ulumaları gelir uzaktan, üzülür şairsoğukta titredikleri için.Şair, geceyi dost bilmiştir kendine.Söyleşir karanlıkta kayan her yıldızla, azığını hazırlar yıldızınbir kaç dizeyle,ağlar ardından.Aslında bu yüzden şairdir şair.Ve bu yüzdendir yüzündeki efkâr kokulu tebessüm.Bu yüzden yazar kalem.Bu yüzden saklar sırrını kâğıt .
Bilinsin ki bu yüzden ağlar şair sadece.
Sır döker kâğıda ve ne kâğıt döker o sırrı ortaya ne kalem.
Ve bu yüzden yalnızdır şair.
Bu yüzden bazen bayrağa can veren Mehmet Akif, bazen kaldırımlara can veren Necip Fazıl, bazen mermere can veren Osman Onuktav’dır şair.
Ve şiir,Osman Onuktav kaleminden,yüreği nereye dökülsün isterse o yana dökülür.
Bazen sevdalısına yazar içindekini mertçe, bazen ülküsünü haykırır, bazen topluma seslenir yiğitçe ama hep bir “DİLDAŞ” arar kendine.
Ve toplamında bir kitaba dönüşüp yoldaş olur okuyana, yüzünde hüzünlü bir tebessümle.
Okuyan herkesin kendisinden de bir parça bulacağı büyük bir esere döner sonra “DİLDAŞ”.
Ve bir gün başka bir şaire, o kitaba önsöz yazma onuru düşer; omuzuna büyük bir yük binerek.
Söylenecek çok şey olsa da bir cümle dökülür dudaklarından: “Kalemine kelâmına minnetle Osman Onuktav.”Yolu açık, okuyanıbol olsun.
Yavuz Doğan..
Önsöz Herkesin her şeyi bitirdiği saatlerde başlar aslında hayat. Ipıssızdır sokaklar ve yalnız.Herkesin uyumaya hazırlandığı anlarda kaçar o hayatı bambaşka görenlerin uykusu, o anlarda bir sigara daha yakar ve selam verir üzerinden kayıp giden ışıl ışıl ama yalnız bir geceye.“Şair”derler ismine, gülümser acı acı.
Çünkü şair geceyi gün bilir kendine.Üstelik ıpıssızdır sokaklar ve yalnız.Köpek ulumaları gelir uzaktan, üzülür şairsoğukta titredikleri için.Şair, geceyi dost bilmiştir kendine.Söyleşir karanlıkta kayan her yıldızla, azığını hazırlar yıldızınbir kaç dizeyle,ağlar ardından.Aslında bu yüzden şairdir şair.Ve bu yüzdendir yüzündeki efkâr kokulu tebessüm.Bu yüzden yazar kalem.Bu yüzden saklar sırrını kâğıt .
Bilinsin ki bu yüzden ağlar şair sadece.
Sır döker kâğıda ve ne kâğıt döker o sırrı ortaya ne kalem.
Ve bu yüzden yalnızdır şair.
Bu yüzden bazen bayrağa can veren Mehmet Akif, bazen kaldırımlara can veren Necip Fazıl, bazen mermere can veren Osman Onuktav’dır şair.
Ve şiir,Osman Onuktav kaleminden,yüreği nereye dökülsün isterse o yana dökülür.
Bazen sevdalısına yazar içindekini mertçe, bazen ülküsünü haykırır, bazen topluma seslenir yiğitçe ama hep bir “DİLDAŞ” arar kendine.
Ve toplamında bir kitaba dönüşüp yoldaş olur okuyana, yüzünde hüzünlü bir tebessümle.
Okuyan herkesin kendisinden de bir parça bulacağı büyük bir esere döner sonra “DİLDAŞ”.
Ve bir gün başka bir şaire, o kitaba önsöz yazma onuru düşer; omuzuna büyük bir yük binerek.
Söylenecek çok şey olsa da bir cümle dökülür dudaklarından: “Kalemine kelâmına minnetle Osman Onuktav.”Yolu açık, okuyanıbol olsun.
Yavuz Doğan..