SANALDA KADIN OLMAK
Kadın olmak her yerde aynıdır; dünyanın en gelişmiş ülkesinden en az gelişmiş ülkesine kadar her yerde kadın kadındır.. Kimi sarışın, kimi esmer, kimi kısa, kimi uzun, kimi şişman vs gibi veya kimi memur, kimi ev hanımı, kimi siyasetçi,kimi yazar araştırmacı. Kadınların kendilerine göre yaşam tarzları erkeklere göre zorlukları olduğu kadar rahatlıkları da vardır… Kadın her yerde kadındır!.. Türk kadınlarının ayrı bir yeri vardır. Türk kadınları; edepli, ahlaki değerlere sahip, vatan,millet için her biri birer Asena, Nene hatun, Kara Fatma, Dilşad’tır..
Sanalda ise; kadınların rengi, boyu, mesleği ne olursa olsun hiçbir zaman araştırılmaz, bilinmez. ‘’Kadın olsun da çamurdan olsun’’ düşüncesi ile hareket edilir, Takma isimlerle, çakma profillerle, evinde bir tas çorba yapma alışkanlığı olmayan veya evinde ailesi için yemek menüsü düşünmeyen kadınlar, sanalda günün bir çok saatinde yapacağı paylaşımların menüsünü düzenler ve servis eder. Misafiri (takipçisi) çoktur yapmış olduğu yemek (paylaşım) berbatta olsa ‘’beğen’’ilir , yorum; ‘’eline yüreğine sağlık’’gelir.. Oysa Evinde yaptığı yemeklere ailesi tarafında iltifatlar alamamaktadır alsa da aile sayısı üç- beş kişi geçmediği için bu sayı bazı kadınlarda yıkıma sebebiyet verir…Dolayısıyla bazı kadınlar için bulunmaz Hint kumaşıdır sanal…
Oysa gerçek hayatta kadın olmak zor! bir yandan erkek baskısı, bir yandan kendi cinsiyetlerin baskısı, bir yandan çocuk baskısı, bir yandan ebeveyn baskısı, çalışıyorsa patron baskısı, köyde yaşıyorsa ise domates,salça, tezek, baskısı, bir yandan sınıfsal baskı, bir yandan anane, töre gibi gelenekler, kadınları kuşatıyor ve yaşamı çekilmez hale getiriyor….
Sanalda bu baskılar yok!...
Kocası aile fertleri evden den işe gittikten sonra, günü birlik yapacağı ev işleri( temizlik, bulaşık, yemek, çamaşır, çocuklar)la uğraşıp akşam; ‘’bu gün çok yoruldum ev işleri yordu’’ duygu sömürüsü yapıp kocasına yorgunluğunu ifade ederken, kocası tarafından ‘’beğen’’ alamamaktadır. Çocuk dedim evet çocuk; daha iki-üç yaşındaki çocuğunu evde koltuğa bağlayıp(!) sanalda akşama kadar laf ebeliği yapanlar kadınlar(!) Bu kadınlar; evlat sevgisini bilmeden vatan sevgisi gösterip millet savunmasına geçemezler!....
Bu kadınlar anlattıkları gibi ev işlerini yapmayıp Bilgisayar karşısında saatlerce, facede,twetir da , yazı, resim, video, sayfalarda dedikodular yormuştur, bu yorgunluğunun karşılığını da, takipçileri olan YALAKALARDAN almıştır, koca iltifat etsen ne olur etmese ne olur göreceği ilgi ve alakayı sanalda tanımadığı fakat çekici bulduğu kişiler tarafından almıştır…
Ev de kadın olmaktansa sanalda kadın olmak en güzeli… ‘’ günaydın dostlar ben geldim’’ demesi binlerce kişiden alınacak olan ‘’hoş geldin’’ cevabı mutluluk ve huzuru getiriyor…
Ayrıca sanalda erkeklerin yapması gereken bir çok etkinliklerde, siyasette, vatan millet savunmasında kadınlarımız daha çok aktif, etkin, başarılı, her şeyi onlar biliyor, bildikleri için (A) ‘’aşk’’yazsalar altı binler’’ beğen’’iyor, (B) Bok yazsa Binler ‘’beğen’’iyor, kısaca alfabenin A harfinden başlayıp Z harfine varmadan her şeye ‘’yaşa, var ol’’ alkışlarla yol almış gidiyorlar..
Geçmişten bugüne ve yarınları olan kadınlarımızı, Erkekler kadınlar hakkında düşünceleri, bütün gün evde oturduğu(!) zannedilen kadınlar oysa ki emek harcayan ve yorulan saçını süpürge etmeye bin yıllardır programlanmış, cinselliğini annelikle bastırmış, erkeğin sadece yemek yaptığı için bir de yatakta insan yerine koyduğu kadınlar değiller. Sanalda ön plana çıkmanın derdindeler…
Sonuç olarak sanalda kadın olmak çok zor bir olaydır, tahmin edemeyeceğiniz kadar. Her gün saatlerce oturup yazı yazmak, resim eklemek, evde kocasına ,ailesinde bulunan sayıları 3-5 kişiye ‘’günaydın’’demeyenler. Her gün sanala girdiğinde binlerce kişiye ‘’günaydın dostlar’’ demek kadar zor bir şey var mı? Birde alınan yorumlara cevap vermek…İstatistiklere göre İnternet kullananların Türk kadınları olduğu ve ilginin Türk kadınlarına olduğu ortaya çıkmıştır….
‘’ot yuvarlanır otağını, bok yuvarlanır topağını bulur’’ sözünü ele alırsak Bunlar bok topağını bulur.
Ey Türk evladı olan Erkek veya Bayan özüne dön!.. Erkekler sizler de adam olun evinizdeki eşinize, kızınıza şu sanalda gösterdiğiniz başka kadınlara olan ilginin yarısını evinizde ki ailenize gösterin..
Ey! siyasetçiler, yazarlar,çizerler, şairler, dava adamları,ideali olanlar sizler. Saatlerce beklide günlerce önemli konular hakkında araştırıp gerçek anlamda bilgi vermek için kalem oynatıp yazdığınız hiçbir yazı,şiir, makale,haber kısaca bilgi, kadınlara gösterilen ilgi kadar rağbet görmemektedir(!)
Bu yazı kendini bilen Türk kadınlarına değil, kendini bilmeyen egolarıyla kişilik bozukluğu olan şahsiyetsiz kişilere ithafen yazılmıştır..
Osman Onuktav
Avar
Kadın olmak her yerde aynıdır; dünyanın en gelişmiş ülkesinden en az gelişmiş ülkesine kadar her yerde kadın kadındır.. Kimi sarışın, kimi esmer, kimi kısa, kimi uzun, kimi şişman vs gibi veya kimi memur, kimi ev hanımı, kimi siyasetçi,kimi yazar araştırmacı. Kadınların kendilerine göre yaşam tarzları erkeklere göre zorlukları olduğu kadar rahatlıkları da vardır… Kadın her yerde kadındır!.. Türk kadınlarının ayrı bir yeri vardır. Türk kadınları; edepli, ahlaki değerlere sahip, vatan,millet için her biri birer Asena, Nene hatun, Kara Fatma, Dilşad’tır..
Sanalda ise; kadınların rengi, boyu, mesleği ne olursa olsun hiçbir zaman araştırılmaz, bilinmez. ‘’Kadın olsun da çamurdan olsun’’ düşüncesi ile hareket edilir, Takma isimlerle, çakma profillerle, evinde bir tas çorba yapma alışkanlığı olmayan veya evinde ailesi için yemek menüsü düşünmeyen kadınlar, sanalda günün bir çok saatinde yapacağı paylaşımların menüsünü düzenler ve servis eder. Misafiri (takipçisi) çoktur yapmış olduğu yemek (paylaşım) berbatta olsa ‘’beğen’’ilir , yorum; ‘’eline yüreğine sağlık’’gelir.. Oysa Evinde yaptığı yemeklere ailesi tarafında iltifatlar alamamaktadır alsa da aile sayısı üç- beş kişi geçmediği için bu sayı bazı kadınlarda yıkıma sebebiyet verir…Dolayısıyla bazı kadınlar için bulunmaz Hint kumaşıdır sanal…
Oysa gerçek hayatta kadın olmak zor! bir yandan erkek baskısı, bir yandan kendi cinsiyetlerin baskısı, bir yandan çocuk baskısı, bir yandan ebeveyn baskısı, çalışıyorsa patron baskısı, köyde yaşıyorsa ise domates,salça, tezek, baskısı, bir yandan sınıfsal baskı, bir yandan anane, töre gibi gelenekler, kadınları kuşatıyor ve yaşamı çekilmez hale getiriyor….
Sanalda bu baskılar yok!...
Kocası aile fertleri evden den işe gittikten sonra, günü birlik yapacağı ev işleri( temizlik, bulaşık, yemek, çamaşır, çocuklar)la uğraşıp akşam; ‘’bu gün çok yoruldum ev işleri yordu’’ duygu sömürüsü yapıp kocasına yorgunluğunu ifade ederken, kocası tarafından ‘’beğen’’ alamamaktadır. Çocuk dedim evet çocuk; daha iki-üç yaşındaki çocuğunu evde koltuğa bağlayıp(!) sanalda akşama kadar laf ebeliği yapanlar kadınlar(!) Bu kadınlar; evlat sevgisini bilmeden vatan sevgisi gösterip millet savunmasına geçemezler!....
Bu kadınlar anlattıkları gibi ev işlerini yapmayıp Bilgisayar karşısında saatlerce, facede,twetir da , yazı, resim, video, sayfalarda dedikodular yormuştur, bu yorgunluğunun karşılığını da, takipçileri olan YALAKALARDAN almıştır, koca iltifat etsen ne olur etmese ne olur göreceği ilgi ve alakayı sanalda tanımadığı fakat çekici bulduğu kişiler tarafından almıştır…
Ev de kadın olmaktansa sanalda kadın olmak en güzeli… ‘’ günaydın dostlar ben geldim’’ demesi binlerce kişiden alınacak olan ‘’hoş geldin’’ cevabı mutluluk ve huzuru getiriyor…
Ayrıca sanalda erkeklerin yapması gereken bir çok etkinliklerde, siyasette, vatan millet savunmasında kadınlarımız daha çok aktif, etkin, başarılı, her şeyi onlar biliyor, bildikleri için (A) ‘’aşk’’yazsalar altı binler’’ beğen’’iyor, (B) Bok yazsa Binler ‘’beğen’’iyor, kısaca alfabenin A harfinden başlayıp Z harfine varmadan her şeye ‘’yaşa, var ol’’ alkışlarla yol almış gidiyorlar..
Geçmişten bugüne ve yarınları olan kadınlarımızı, Erkekler kadınlar hakkında düşünceleri, bütün gün evde oturduğu(!) zannedilen kadınlar oysa ki emek harcayan ve yorulan saçını süpürge etmeye bin yıllardır programlanmış, cinselliğini annelikle bastırmış, erkeğin sadece yemek yaptığı için bir de yatakta insan yerine koyduğu kadınlar değiller. Sanalda ön plana çıkmanın derdindeler…
Sonuç olarak sanalda kadın olmak çok zor bir olaydır, tahmin edemeyeceğiniz kadar. Her gün saatlerce oturup yazı yazmak, resim eklemek, evde kocasına ,ailesinde bulunan sayıları 3-5 kişiye ‘’günaydın’’demeyenler. Her gün sanala girdiğinde binlerce kişiye ‘’günaydın dostlar’’ demek kadar zor bir şey var mı? Birde alınan yorumlara cevap vermek…İstatistiklere göre İnternet kullananların Türk kadınları olduğu ve ilginin Türk kadınlarına olduğu ortaya çıkmıştır….
‘’ot yuvarlanır otağını, bok yuvarlanır topağını bulur’’ sözünü ele alırsak Bunlar bok topağını bulur.
Ey Türk evladı olan Erkek veya Bayan özüne dön!.. Erkekler sizler de adam olun evinizdeki eşinize, kızınıza şu sanalda gösterdiğiniz başka kadınlara olan ilginin yarısını evinizde ki ailenize gösterin..
Ey! siyasetçiler, yazarlar,çizerler, şairler, dava adamları,ideali olanlar sizler. Saatlerce beklide günlerce önemli konular hakkında araştırıp gerçek anlamda bilgi vermek için kalem oynatıp yazdığınız hiçbir yazı,şiir, makale,haber kısaca bilgi, kadınlara gösterilen ilgi kadar rağbet görmemektedir(!)
Bu yazı kendini bilen Türk kadınlarına değil, kendini bilmeyen egolarıyla kişilik bozukluğu olan şahsiyetsiz kişilere ithafen yazılmıştır..
Osman Onuktav
Avar