Arama sonuçlarınız

İZNİN OLURSA Sevgi bahçesinden güller toplayıp Gönülden sunayım iznin olursa Dikenleri tek tek elle budayıp Kızıla kanayım iznin olursa Hasret kadehine akıp dolmaya Kana kana içip aşkı bulmaya Senin yüreğinde makbul olmaya Şefkatle konayım iznin olursa Bağrındaki yara ben yarasıysa Seni içten...

KIRKLARA BÖLÜNDÜK Öz Türk’ün yurdunda özü unuttuk Kırklara bölündü dilimiz bizim Kimliği benlikten sildik de attık Kırklara bölündü yolumuz bizim Bozkurdun soyuna soylar karıştı Oğuzun nesline boylar karıştı Ata meclisinde toylar karıştı Kırklara bölündü elimiz bizim Cambazlar çalıyor...

UYANIK Özünde olur mu yalanla yılan? ‘’Zehir baldan tatlı’’ demiş UYANIK Çok ayaklıysa görüntü çıyan ''Sen yaya ben atlı'' demiş UYANIK Kafkasi

KILA GÜVENME Düşmanın ağzında söz yaralıdır Sahip ol dostuna ele güvenme Hoyratın gönlünde köz yaralıdır Sen için yanmayan küle güvenme Deveye sormayın geveni sever Çıkar peşindeyse durmadan över Yüzüne gülse de içinden söver Göz yalan söylemez dile güvenme Hele çıkmaza düş, bak zamanında...

ÇOK VARDI HİÇ KALDI! Sımsıkı tek vücuttuk parçalandık dağıldık Ne dillerde ikrar var, ne özde yürek kaldı Yıllardır ona buna, gönül verdik sağıldık Ne suda yüzen bir sal, ne de bir kürek kaldı Gün be gün halimize, gülecekken ağladık Bir damla gözyaşına eşlik edip çağladık Milli dini ne varsa...

MİMARI SENSİN Gönül sarayımın mimarı sensin Saçından bir tutam tel gönder bari Kurduğum hayalin imarı sensin Omuzundan sarkan şal gönder bari Ebede köprüdür sende ki seher On parmağında var, on tane hüner Bağımı bahçemi eyledin cevher Çitini örecek gül gönder bari Ömrünün üstüne al ömrümü koy...

HER YERDE ARA Gönlün sarayına, taç etsen beni Ok olsam da kaşın yayına düşmem Siyah gözlerine hapsetsen beni Kırptığın kirpiğin payına düşmem Sendeki sevdanın havası nemli Estirdiğin yelin yönü gizemli Karıştır hislerin iç demli demli Bir damla bal olsam çayına düşmem Bir kerede sorsan, bu...

HİÇ HÖRDÜM Yarım asır bu ömür, şahit oldu her şeye Nice fakir gördüm tok, nice zengin aç gördüm ‘’Bana mı kalmış’’ dedim, yem verdim ağa/beye Aslanların yurdunda çakallar da taç gördüm Pek vakıf olamadım şu dünyanın varına Nedense umutlarım yarım kaldı yarına El alem bakar olmuş...

VEFA ARARIM Çalıntı alıntı ağıtta değil Şairin sözünde vefa ararım Divitte, kalemde, kağıtta değil Şiirin özünde vefa ararım Cihanı zapt etmiş asrın züppesi Taşır üzerinde kibir cübbesi Dolu zannetmiştim bomboş heybesi Ateşin közünde vefa ararım Tüllenir gözümde eskinin yadı Ahdinde kalanın...

KALLEŞİ-PUŞTU! Bu ülkenin kalleşini, puştunu Yal verip besledik boşu boşuna Döndükçe köşeyi serdi postunu Akçe verip sildik gözde yaşını Yılanı çıyanı sazı çaldılar Börtüsü böceği hayran kaldılar Nakarat Türklükse zehir saldılar Kalleşin puştun da gitti hoşuna Eşeğin semeri dar gelmiş ata Kan...

Kafkasi Atası Şamil den almış öğüdü Kartal bakışıyla süzer Kafkasi Ülküsünde hilal Alp'tir yiğidi Turan ellerinde gezer Kafkasi Kafkasya Dağıstan ceddine vatan Doksanüç harbinde çenk eden atan Kutlu topraklara kanını katan Tarih şuurunu sezer Kafkasi Sanatkar ruhunun ilhamı tören Bir kütle...

RÜYA YURDUMDAN Bir güzel geçerken, rüya yurdundan Salınıp giderken baktım ardından **** Gözlerin manalı bana baksa da Duygulu bakışta gel olsun gülüm Engel tanımadan coşup aksa da Kalbinin içinde göl olsun gülüm Gülüşün benziyor gökteki aya Kaşların takılmış gerilmiş yay’a Hayaller arzular...

KATARA ÇIRAK OLDUK Türklüğe ırak olduk Abap'a durak olduk Şu işe bakın dostlar Katara çırak olduk Kafkasi

BİZİMDİR Susmasın bu yurdun, şair, ozanı Yeren de öven de sözler bizimdir Selamla, kelamla ezber bozanı Arifçe çalınan sazlar bizimdir Kötüyü kurutup iyiyi sular Gönül testisinden yayar kokular Har içinde yanar nice ulular Yürekte küllenmiş közler bizimdir Kalpleri kağıttır duygular kalem...

YÜN ETTİN FELEK ! Her şekli işledim mermere taşa Üğüttün hisleri, un ettin felek! Toz duman buladı el avuç başa Ömrümü kirmanda yün ettin felek! Meramı anlattım kurt ile kuşa Kurduğum hayaller yansıdı dışa Yaşamı bölünce elli dört yaşa Gecemi gündüzle gün ettin felek! Döküldü bedenim...

VAR MI DİYELİM?! Hangi adaletten hangi hukuktan Yok olan bir şeye var mı diyelim? Kuluçkaya yatmış çilli tavuktan Çıkan her horoza yâr mı diyelim? Hakimler yabani savcılar yaban Yasayı belirler başıboş çoban Nereye dokunsa oluşur çıban Tabip olmayana sar mı diyelim? Hakkı boyadılar kara...

ELE DAYANIR Ben gibi olanın haram uykusu Bedelini sorma yıla dayanır Vardır anlatacak birkaç öyküsü Nice baş belası kula dayanır Kiminin alınmış ekmeği aşı Dört yanını sarmış dünya telaşı Damarında kanı gözünde yaşı Tek damlası bile sele dayanır Derdi çok olsa da ar eder susar Yüzüne gülenler...

İSLAMSOR (TAŞLIGÜNEY) Burnumda tütersin canım İslamsor Yarım asır sonra görmeye geldim Ayrılıp gittiğim o yıllara sor Geçmişe köprüler kurmaya geldim Haraba derenin taşlıdır yolu Dağların mağara ormanla dolu Yamacına çıkıp serip de çulu Sazımın teline vurmaya geldim Cabdikala girdim derin mi...

AĞALAR! Birkaç aydır işgal etti dünyayı Böyle mikrop gördünüz mü ağalar? Ne âlimi dinler ne evliyayı Önüne set ördünüz mü ağalar? Küçük mikrop yayıldıkça yayıldı Gece gündüz eş değer de sayıldı Nice güçler düşüp düşüp bayıldı Bir çıkmaza girdiniz mi ağalar? Tank tüfekle olmuyormuş bu işler...

SEVDİĞİM Tabiplere muhtaç etme sevdiğim Kanayan yaramı sarmaya gelsen Habiplere muhtaç etme sevdiğim Arada hal hatır, sormaya gelsen Gündüzleri gri gece siyahım Esir etmiş nefsim çoktur günahım Yerle yeksan oldu gönül dergâhım Dem almış rüyamı yormaya gelsen İçimden geçiyor sevdanın yolu...